| ...Forum PayLasım... |
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

| ...Forum PayLasım... |

SanaL aLemin SessizLiğinde Ses Getiren Forum:)
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 HSYK'da İtalyan İşi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
YaReN
Administratör
Administratör
YaReN


Terazi Yılan
Mesaj Sayısı : 1139

Rep Gücü : 2171
Tecrübe Puanı : 3
Kayıt tarihi : 22/06/09
Doğum tarihi : 08/10/89
Yaş : 35
Nerden : istanbul\kadıköy
İş/Hobiler : öğrenci\hukuk
Lakap : ...

HSYK'da İtalyan İşi Empty
MesajKonu: HSYK'da İtalyan İşi   HSYK'da İtalyan İşi Icon_minitimePerş. Tem. 16, 2009 7:56 pm

Gladyo savcısını da tayin etmek için baskı yapmışlardı ama İtalyan direndi ve istikrara kavuştu.


HSYK'nın, Ergenekon ve KCK soruşturmasını yürüten savcıların
değiştirilmesine yönelik baskısı İtalya'daki Gladyo davasının ünlü
savcısı Felice Casson'un başına gelenleri hatırlattı. Yürüttüğü
soruşturmadan memnun olmayan yüksek yargı mensuplarının görev yerini
değiştirmek için baskı yaptığını dile getiren Casson, Zaman'a verdiği
mülakatta "En büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüm" demişti.


İşte Gladyo davasının ünlü savcısı Casson'un Zaman'a verdiği röportaj

Gladyo davasının ünlü savcısı Casson: En büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüm

İtalya'nın siyasî ve toplumsal istikrara kavuşmasında tarihi rol
oynayan Gladyo davasının ünlü savcısı Felice Casson, Zaman'a çarpıcı
açıklamalarda bulundu.

Soruşturma boyunca İtalya'da yaşanan gelişmeler, şaşırtıcı bir şekilde
Ergenekon süreciyle benzerlik gösteriyor. Türkiye'deki davayı uzaktan
da olsa takip eden Casson, on yıl süren Gladyo araştırması sırasında en
büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüğünü vurguluyor. 26 yaşında
olduğundan 'tecrübesiz' diye davayı elinden almak için büyük gayret
sarf edildiğini belirtirken, şu tespitte bulunuyor: "Başka bir
mahkemeye tayinimi çıka-rıp davayı engellemek istediler. Operasyonlar
üst düzey yetkililere uzanınca, 'devlete hizmet etmiş kişilere bu nasıl
yapılır?' diye kıyamet koptu. Fakat sonunda generaller ve üst düzey
görev-liler suçlu bulunarak mahkûm oldu."

Dava boyunca İtalyan kamuoyunun adeta ikiye bölündüğünü belirten Felice
Casson, ordunun ola- yın dışında kaldığını ve müdahil olmadığının
altını çiziyor: "Çünkü problem ordunun geneliyle değil, jandarma ve
gizli servisin generalleri ile ilgiliydi."

İtalya'nın siyasi ve toplumsal istikrara kavuşmasında tarihî bir rol
oynayan Gladyo davasının ünlü savcısı Felice Casson, on yılını verdiği
Gladyo mücadelesiyle ilgili tecrübelerini Zaman'a anlattı.

Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar, üst düzey devlet memuriyeti
yapmış, toplumda saygınlığı bulunan kişileri soruşturmaya dahil
edilince kamuoyunda tepkilere yol açtı. Siz de Gladyo davasında siyasî,
askerî ve emniyet mensuplarını soruşturmuştunuz. Bu İtalya'da nasıl
karşılanmıştı?

Bu durum İtalya'da sıra dışı bir olay değildi. 1960, 70 ve 80'li
yıllarda sağcı terörizmle ilgili hemen hemen bütün soruşturmalarda,
generaller, gizli servisler, yüksek yargı mensupları ve üst düzey
emniyet görevlilerinin dahli vardı. İtalya'da, gerginlik stratejisi
diye adlandırdığımız bir strateji yürürlükteydi. Teröristlerle devletin
bazı organları arasında bağlar bulunuyordu. Mesela, benim soruşturduğum
Peteano katliamı davasında, Carabinieri'nin (Jandarma) generalleri,
albaylar, bir vali, emniyet görevlileri, askerî gizli servis mensupları
vardı. Mahkum oldular ve hapse gittiler. İtalya için çok sıra dışı bir
olay değil. Devlete hizmet etmek, devletin kanunlarına saygı
göstermektir. Demokrasilerde, herkes kanunlar önünde eşittir. Eğer bir
kişi, anayasayı veya kanunları ihlal etmişsse, bu kişi hakkında
soruşturma açmak gerekli. Herkes kanunlara saygı duymalı.

Bu kişilere yönelik operasyonlar kamuoyunda tepkiye yol açmadı mı?

Doğal olarak büyük tepkilere neden oldu. Özellikle de sağcı basında.
Ama, sonunda bu kişiler mahkum olunca, bunların gerçek olduğu görüldü.
Peteano katliamı davası kolay geçti. Fakat, daha büyüğü Milan'daki
Piazza Fontana davasında, İtalya'daki karşı casusluk servisinin şefleri
ve jandarmadan kişiler vardı. Teröristlere yardım etmek suçundan mahkum
oldular.

Bu kişilere operasyon düzenlendiğinde, az önce ifade ettiğiniz soruşturmayı eleştiren gazetelerin tepkisi ne olmuştu?

Devlete hizmet etmiş bu kişiler nasıl bu işleri yapabilir dediler.
Gizli servise operasyon yaptığımızda, bunun mümkün olmaması gerektiğini
söylediler. Çünkü, onlara göre jandarmanın ve gizli servisin adamları
devletin hizmetindeydi ve bu yüzden bu mümkün değildi. Bu operasyonu
yapamazdık. Buna karşılık, yargıçları soruşturma yapmaya, suç işlenmiş
mi işlenmemiş mi diye teyit etmeye zorlayan bir anayasamız ve bir ceza
hukukumuz var. Bu soruşturmaların yapılması sonuçta devletin çıkarına.
Devlet kavramı üzerinde bir karışıklık yapmamak lazım. Devlet, hükümet
değil. Devlet, ordu değil. Devlet, halk; bütün vatandaşlar. Özellikle
bir demokraside, devletin çıkarını bu anlayışa göre savunmak lazım.

Operasyon düzenlediğiniz kişiler arasında yüksek yargı mensupları da bulunuyor muydu?

Evet. Yargı mensupları da bulunuyordu. Bir cumhuriyet savcısı olduğunu
hatırlıyorum, başka yargı mensupları da vardı. Bu son derece karmaşık
ve çok özel stratejide bu mümkün, özellikle de, Propaganda Due (P2)
mason locası söz konusu olduğunda. Bu konuda soruşturma yapan
yargıçlar; Roma'dan, Floransa'dan yüksek yargı mensuplarının işin
içinde olduğunu gördüler.

Siz de bir yargıçtınız, bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Soruşturmanın başında sorgu yargıcıydım, daha sonra cumhuriyet savcısı
oldum. Büyük bir baskı hissettim. Başlangıçta, yüksek yargı
mensuplarıyla sorun yaşadım. Bana, soruşturmayı bırakmamı, yapılacak
bir şey olmadığını söylüyorlardı. Bu durum, görevimin ilk iki yılında
büyük sıkıntı verdi. Başlarda, soruşturmanın önündeki en büyük engel,
yüksek yargı mensuplarından kaynaklanan problemlerdi. Sorun, yargının
içindendi. Fakat, devam ettim. Sonunda, beni göndermeyi denediler. Bir
ara, Venedik'ten alınıp başka bir yere tayinim istendi. Çünkü, bazı
konularla ilgili soruşturma yapılması istenmiyordu. Ama İtalya'da
Hakimler ve Savcılar Yüksek Konseyi var. Konsey, müdahale etti ve
soruşturmaların çok mükemmel gittiğini açıkladı. Problem kalktı ve
gizli servisler, generaller ve aşırı sağ terörizmi üzerinde araştırma
yapmaya devam edebildim. Hakim ve Savcılar Yüksek Konseyi, beni
destekledi. Bu sayede soruşturmaya devam edebildim ve beni başka bir
mahkemeye tayin ettirmek isteyenler kaybetti.

Sizi kim Venedik'ten göndermek istedi?

Venedik İstinaf Mahkemesi başkanı. Bölgenin en üst düzey yargıcı bana karşıydı. Venedik'in genel savcısı da.

Soruşturmaya başladığınızda kaç yaşındaydınız?

26 yaşındaydım. Genç olmamdan dolayı eleştiriliyordum. Takip ettiğimiz
kişiler, gerçekleştirdiğimiz telefon dinlemelerinde 'Bu yargıç, çok
genç, 26-27 yaşında, bu soruşturmayı bitiremez, hiçbir şeyden
anlamıyorlar' diyorlardı. Öte yandan, 'hayır hayır, her şeyi çok iyi
anlıyor. Hatırlıyor musun, biz de onun yaşındayken ne olup bittiğini
gayet iyi anlıyorduk' diyenler de bulunuyordu.

Ordu müdahil olmadı

Soruşturmalarda, askerlerin de tutuklandığını ifade ettiniz. Peki, soruşturmanız boyunca ordunun tavrı ne oldu?

Ordu, olayın dışında kaldı. Müdahil olmadı. Hiçbir şey söylemediler.
Çünkü problem, jandarma ve gizli servisin generalleri ile ilgiliydi.
Ordunun geneliyle değil.

Ergenekon soruşturması, Türk kamuoyunu bölmüş durumda. Gladyo soruşturması sırasında İtalya'da durum nasıldı?

Kamuoyu, gazeteciler, siyasi partiler ikiye bölünmüştü. Bir yanda,
soruşturmaya karşı çıkan Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, diğer yanda
gizli servislere operasyon yapmama izin çıkaran Başbakan Giulio
Andreotti. Fakat, yargıçlar kamuoyuna bakmaz, sadece kanunlara göre
hareket eder. Bu, çok zor bir şey ama böyle. Durum, sonunda, birkaç yıl
sonra, haklı olduğumuz ortaya çıkınca değişti. Cumhurbaşkanı bile,
Gladyo'nun İtalya'da muhalefeti kontrol etmek için kullanıldığını kabul
ederek haklı olduğumuzu söyledi.

Basının tavrı?

Sağcı basın sert bir şekilde karşıydı. Sol ve merkez soldaki gazeteler ise soruşturmaya destek veriyordu.

Soruşturulanlar arasında gazeteciler de var mıydı?

Benim soruşturmamda yoktu fakat daha öncekilerde gazeteciler de vardı.

Demokrasi için tehlikeli olan bir örgütü bitirdik

Casson, kasım ayında Zaman'a verdiği mülakatta Gladyo hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştu:

Gladyo, İtalya'daki tek yasadışı gizli örgüt değildi. Paralel olarak
çalışan, Rüzgar Gülü, Avanguardia Nazionale ve P2 mason locası gibi çok
sayıda farklı yapılanma vardı. Gladyo, bunların tepesinde her şeyi
idare eden örgüt değil. Onlardan bir tanesi. Bunların üstünde, her şeyi
idare eden bir şef var. Fakat alttaki örgütlerdeki kişiler bir şey
bilmez. Diğer bağlantılardan haberdar değillerdir. Önemli olan,
hedeflenen amacı iyi anlamak. Ergenekon ne istiyor? Amaç ne? Gladyo,
sadece bir parçaydı. Ben, ekonomik ve finansal çıkarların, siyasi
iktidardan daha önemli olduğuna ikna oldum.

Soruşturma sonucunda en üstte, her şeyi kontrol eden iktidarı gördüm.
Soruşturmanın sonlarına doğru bir mektup geldi. Mektupta, "İktidarın
kapısına kadar geldin. Eğer kapıdan içeri girmeye kalkarsan neler
olacağını bilmiyoruz." diyorlardı. Bazı şeyleri görebilsek bile, bu
sadece bir kısmı oluyor. Bu güç daha büyük bir şey. Kapıyı açtım ve
içeride ne olduğunu gördüm. Fakat, sonuna kadar gidecek zamanım olmadı.
Kapının ardında, içeride bir güç vardı. Fakat bunu bireysel olarak
temsil edenleri göremiyorsunuz.

Gladyo ile varlığı demokratik bir toplum için tehlikeli olan kanun dışı bir örgütü ortadan kaldırdık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
HSYK'da İtalyan İşi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| ...Forum PayLasım... | :: Forum Paylasım Haber :: Yurtiçi Haberler-
Buraya geçin: