TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünün (UEKAE) Türkiye'de kablosuz internet ağı kullanan 30 bin bilgisayar üzerinde yaptığı araştırmaya göre, kullanıcıların yüzde 5'i şifre kullanmıyor, bilgisayarların yarısında ADSL modemlerin yönetim ara yüzüne dışarıdan ulaşılabiliyor.
Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü Bilişim Sistemleri Güvenliği Grubu uzman araştırmacısı Ünal Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güvenlik önlemlerinin alınmadığı, internete bağlı bir bilgisayarın hackerlar tarafından saldırı riski altında bulunduğunu ifade etti.
Saldırganların kontrolü altındaki bilgisayarın ''zombi bilgisayar'' olarak tanımlandığını ve bu bilgisayara yüklenmiş zararlı programlar bulunduğunu anlatan Tatar, yüklemenin de internet sitelerinden, e-posta ile gelen bir eklentinin açılması ile olabileceğini belirtti.
Tatar, ''zombi'' haline gelmiş bir bilgisayarın kullanıcısının interneti kullanmaya devam ettiğini, ancak aynı bilgisayarın bu esnada saldırganın isteği doğrultusunda dünyanın bir ucundaki bir bilgisayara yapılan saldırıda kullanılıyor olabileceğini kaydetti.
''ZOMBİ BİLGİSAYAR'' SIRALAMASINDA TÜRKİYE İLK SIRADA
Ünal Tatar, pek çok zombi bilgisayarın bir araya gelerek ''botnet'' oluşturabileceğini, botnetteki bilgisayarların bir saldırganın emri altında çalışan bir orduya benzetilebileceğini ve saldırgan tarafından merkezi olarak yönetildiğini belirtti.
Türkiye'deki botnetlerin, başka ülkelere yapılan saldırılarda kullanıldığını belirten Tatar, ''Bunu, Türkiye Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi'ne gelen şikayetlerden biliyoruz. İnternet kullanımının yaygınlaşması ve ADSL teknolojisine bağlı olarak internet kullanım hızının artması ne yazık ki kullanıcı bilincini aynı oranda artırmıyor'' dedi.
Tatar, güvenlik firmalarının hazırladığı raporlarda Türkiye'nin ''zombi bilgisayar'' sayısı açısından Avrupa ve Asya'da ilk sıralarda yer aldığını da bildirdi.
''ZOMBİ BİLGİSAYAR'' NASIL TESPİT EDİLİR?
Bilgisayar kullanıcısının bilgisayarının ''zombi'' olduğunun tespit edebileceğini belirten Tatar, bilgisayarda sürekli anormal bir yavaşlığın yaşanmasının, antivirüs programının güncellenememesinin, işletim sistemi yamalarının kurulamamasının, bilgisayar güvenliği ile ilgili web sayfalarına bağlanılamaması gibi belirtilerin bilgisayarın ''zombi'' olduğundan şüphelenmek için yeterli olduğunu söyledi.
Tatar, ayrıca bilgisayar ve internet teknolojisi konusunda bilgili bir kullanıcının değişik teknik araçlar ve yazılımlar kullanarak, kendi kontrolü dışındaki bilgisayarının uzak bilgisayarlara bağlantı açtığını görebileceğine ve bilgisayarında tanımadığı programların ve dosyaların bulunduğunun farkına varabileceğine işaret etti.
BİLGİSAYAR GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANIR?
Bilgisayarlarda alınacak temel güvenlik önlemleri ile bilgisayarın saldırganlarına karşı büyük ölçüde koruma sağlanabileceğini ifade eden Tatar, ''En temel güvenlik önlemlerine örnek olarak güncel antivirüs yazılımı kullanımını, kişisel güvenlik duvarı kullanımını, işletim sistemi yamalarının zamanında yapılmasını ve güçlü bilgisayar şifresi kullanımını verebiliriz. Kısaca, önlemlerin yüzde 20'sini aldığımızda, tehditlerin yüzde 80'inden korunmuş oluruz'' diye konuştu.
Belli bir alana yayın yapan kablosuz ağ sistemleri üzerinden internet kullanımının, son yollarda giderek yaygınlaştığını vurgulayan Tatar, kablosuz ağa bağlı bilgisayarlara ulaşmanın da mümkün olduğunu söyledi.
Kablosuz ağ hizmetinin sağlandığı ADSL modem üzerindeki güvenlikle ilgili konfigürasyonun dikkatli yapılmadığında kablosuz ağa hakkı olmayan kullanıcıların da bağlanıp hizmet alabildiğini bildiren Tatar, ADSL modem üzerinden kablolu ile kablosuz olarak kaç kullanıcı bağlı olursa olsun, karşı taraftaki internet servis sağlayıcı kuruluşun karşısında tek bir IP adresi göreceğini, bu IP adresinin de yasal olarak telefon hattının sahibine ait olacağını kaydetti.
Tatar, bu durumun kablosuz ağ üzerinden bağlantıyı başkaları yapmış olsa da sanki kişinin bilgisayarından yapılmış gibi görüleceğini belirterek, bu durumda yapılan faaliyetlerden kişinin sorumlu olacağı bir durumun ortaya çıkabileceği uyarısını yaptı.
TÜRKİYE'DEKİ ADSL MODEM KULLANICILARI
Ünal Tatar, TÜBİTAK UEKAE çalışanlarının Türkiye'de ADSL modem konfigürasyonlarının ne derece güvenli olarak yapılandırıldığını ölçmek için bir çalışma yaptıklarını bildirdi.
Çalışmada 30 bin kullanıcının bilgisayarını uzaktan taradıklarını ve şifre kullanıp kullanmadıklarını araştırdıklarını belirten Tatar, şöyle konuştu:
''Tarama sonucunda modemlerin yönetimi için kullanılan web ara yüzüne erişim şifresi olarak boş şifre veya modem üreticisinin ön tanımlı olarak verdiği şifre kullanımının yaklaşık yüzde 5 oranında olduğunu tespit ettik.
Yine bu tarama ile ADSL modemlerin yönetim ara yüzüne 80. port ile dışarıdan ulaşımın yaklaşık bu bilgisayarların yarısında açık olduğunu tespit ettik. Milyonlarca ADSL abonesi olduğunu düşündüğümüzde tehlikenin boyutları ortaya çıkıyor.''
Tatar, bu durumun hukuki boyutlarına değinirken, Türk Ceza Kanunu'nda ''Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir'' hükmünü anımsattı.
Konuyla ilgili Adalet Bakanlığında katıldıkları bir toplantıda yetkililerin ''kablosuz ağlara hakkı olmayan kullanıcıların bağlantı yapmasının da bu kapsamda değerlendirilebileceğini ama ağın sahibi bağlantı yapılması için şifre kullanmıyorsa o zaman saldırganın ceza almayabileceğini veya cezasının düşebileceğini'' belirttiklerini aktaran Tatar, ''Başkalarının kablosuz ağımız üzerinden bağlanmaması, bizim bağlantılarımızı izlememesi ve bizi farklı sitelere yönlendirmemesi için ADSL modemin yönetici ara yüzünde ve kablosuz ağa bağlantı için güçlü bir şifre kullanılmalı'' uyarısında bulundu.
TOPLU KULLANIMLARDAKİ TEHLİKE
Alışveriş merkezleri, internet kafeler, oteller gibi toplu kullanım ortamlarındaki internet kullanımına değinen Tatar, bu mekanlarda kişiye ait bilgisayarın kullanılması durumunda anti virüs programı gibi temel güvenlik önlemleri alındığı takdirde buradan güvenle İnternete erişilebileceğini belirtti.
Tatar, kişisel bilgisayarların kullanılmadığı durumlarda ise bilgisayar donanımının kişiye ait olmadığından güvenlik açıklarının doğabileceğine vurgulayarak, ''Eğer internete girdiğimiz bilgisayar bize ait değilse, bu bilgisayara güvenemeyiz. Bilgisayara daha önce kurulmuş olan keylogger denilen programlar ile klavyeden yazdığımız her türlü verinin ele geçirilmesi mümkün olabilir'' dedi.
TÜBİTAK UEKAE bünyesinde Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi'nin (TR-BOME'nin) kurulduğunu anımsatan Tatar, ekibin amacının Türkiye'de meydana gelen güvenlik olaylarının azaltılması olduğunu kaydetti.
Ekibin güvenlik duyuruları yayınlanmaktan eğitim verilmesine kadar değişik hizmetler sunduğunu anlatan Tatar, ekibin bir amacının da kişisel kullanıcıların bilgisayarlarını güvenli bir şekilde yapılandırmalarını sağlamak olduğunu dile getirdi. Bu amaçla kılavuzlar hazırladıklarını bildiren Tatar, sözlerini şöyle tamamladı:
''Kılavuzların büyük çoğunluğu orta ve büyük ölçekteki bilgi sistemlerinin yöneticilerine hitap ediyor ama ev bilgisayar kullanıcılarına yönelik olarak hazırladığımız Küçük Ofis veya Ev Kullanıcısı Güvenlik Kılavuzu da mevcut. Küçük Ofis veya Ev Kullanıcısı Güvenlik Kılavuzu'nda ADSL modem yapılandırma ayarlarından bilgisayarların güncelleştirilmesi ve antivirüs yazılımı kullanmaya kadar birçok temel konu detaylı bir şekilde anlatılıyor. Bu kılavuzdaki adımları uygulayan bir kullanıcı İnternet ortamındaki birçok tehlikeden korunmuş olacaktır. Bu kılavuzların tamamına Ulusal Bilgi Güvenliği Kapısı olan
www.bilgiguvenligi.gov.tr sitesindeki kılavuzlar bölümünden ulaşılabiliyor.''