_CaNSu_ S.Moderatör
Mesaj Sayısı : 1162
Rep Gücü : 2063 Tecrübe Puanı : 3 Kayıt tarihi : 19/06/09 Doğum tarihi : 06/08/90 Yaş : 34 Nerden : özgür olduğum heryerden =) İş/Hobiler : öğrenci,gezmek Lakap : janjan
| Konu: ÖĞrenme Psİkolojİsİ C.tesi Haz. 20, 2009 1:05 pm | |
| ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ
*Taner DEMİR *(Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Rehber Öğretmen) Öğrenme: Yaşantı sonucu kazanılan nispeten kalıcı izleri olanlar davranış değişikliğidir Öğrenme olması için davranış değişikliğinin kalıcı olması gerekir. İlaç alındığında sarhoşken vb yapılan davranışlar öğrenme değildir. Öğrenmede davranışa dönüşebilme potansiyeli olmalı Öğrenip öğrenmediğini davranış ortaya çıkarma ile anlıyoruz. Psikolojide öğrenme çok önemlidir. Çevre + Kalıtım + Zaman faktörleri Öğrenme olabilmesi için yaşantı yolu ile olacak kalıcı olacak davranış değişikliği olacak. İyi davranışların yanında kötü davranışlarıda öğreniyoruz. ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1- Öğrenenden Kaynaklanan Faktörler a- Zekası b- İlgi ve yetenekleri c- Bireyin öğrenme halindeki durumu d- İhtiyaçlar e- Öğrenenin öğrenme sırasındaki kaygı düzeyi f- Yaş g- Öğrenin algılayış biçimi h- Öğrenenin eski bildikleri
2- Öğretilen Materyalden Kaynaklanan Faktörler a- Öğrenilen materyalin kişi için çekici olup olmadığı b- Uzun veya kısa olması c- Materyalin netliği açıklığı basitliği d- Gereksinime uygun olması e- Ders materyalinin anlatılış biçimi
3- Öğretenden Kaynaklanan Faktörler a- Öğretenin ayrıntıya kaçmadan yalın net ve öz anlatılması b- Öğrenenin düzeyine uygun olması c- Öğreten yansız olmalı d- Öğretenin konusuna hakim olması
4- Öğrenme Ort******* Kaynaklanan Faktörler a- Sesli ortam b- Havanın sıcak veya soğuk olması c- Kalabalık d- Işık e- Öğretmenin hazırladığı psikolojik ortam Davranış: Çeşitli uyarıcılara tepki gösteririz. Bu tepkilerin eyleme dönüşmesi davranıştır. Davranışların hepsini gözleyemeyiz. Acıyı göremeyiz ama acı karşısında bireyin yaptığı davranışı gözleyebiliriz. Hayal kurmada bir davranıştır. Uyarıcı: Organizmayı harekete geçirebilecek olan her tür olay iç ve dış kaynaklı olabilir.Uyarıcıların anlamı kişiden kişiye değişebilir. Niçin davranışçı kuram deniyor? Çünkü sırf gözlenebilen davranışlarla ilgilendiği için
ÖĞRENMEYİ AÇIKLAYAN KURAMLAR
1-KLASİK KOŞULLANMA Klasik koşullanma ile öğrenme çok azdır. (insan davranışlarında) Koşulsuz Uyarıcı: Bireyde refleks tepki uyandırmak için hiçbir öğrenme yaşantısına gereksinimi olmayan uyarıcıdır. (refleks tepkiye yolaçan uyarıcıdır) Bu tip refleks tepkilerin sayısı azdır. Nötr Uyarıcı: Koşulsuz tepkiye yol açmayan uyarıcı Nötr uyarıcı koşulsuz tepkinin habercisi Bu tür öğrenmeler daha çok hayvanlarda görülür. Klasik koşullanma yoluyla öğrenmede öğrenilmiş bir tepki koşulsuz uyarıcı koşulsuz tepki olacak. Nötr uyarıcı--------Koşulsuz uyarıcı-------Koşulsuz tepki (bir zaman sonra çıkarılacak) TEKRAR Sönme olayının gerçekleşmemesi için arada koşılsuz uyarıcı yine verilir. Nötr uyarıcı bir zaman sonra koşullu uyarıcı oluyor. Koşulsuz tepkide koşullu tepki oluyor. Bazı korkuların kaygıların fobilerin temelinde bu öğrenme olabilir. Korku koşullanmasına tek bir yaşantı yetiyor. Genelleme: Benzer uyarıcılara aynı tepki verme Klasik koşullanmada genelleme ve ayırt etme var. Ayırt edici uyarıcı: Nötr uyarıcıdan başka uyarıcıya tepki vermeme Kızgınlık sevinç üzüntü korku---- 4 temel davranış Öğrenme yaşantısı ile koşullanma farklı
2-EDİMSEL ÖĞRENME
Edim : En küçük davranış birimi Davranışlarımızın çok büyük bir kısmı edimsel öğrenme ile oluyor. Edimsel öğrenmede bir amaç hedef var Davranış-----Sonuç Sonuç yine davranışımızı etkiler. Sonuç davranışın tekrar yapılıp yapılmamasını etkiler. Edimsel koşullanma: Eğer yapılan bir davranış sonuçları tarafından kontrol ediliyorsa yani davranışın yeniden yapılıp yapılmamasını etkiliyorsa bu tip öğrenmelere edimsel koşullanma yolu ile öğrenme denir. Davranış sıklığını arttıram teknikler a- Olumlu pekiştirme b- Olumsuz pekiştirme Davranış sıklığını azaltan teknikler c- Birinci tip ceza d- İkinci tip ceza Davranış sıklığı ARTAR AZALIR
Ortama uyarıcı Olumlu Pekiştirme I. Tip Ceza girer
Ortamdan uyarıcı Olumsuz Pekiştirme II. Tip Ceza çıkar Olumlu pekiştirme: Eğer yapılan davranışın sonucu kişi için hoş ise o davranışın tekrarlanma olasılığı artar. Olumlu pekiştireç: Davranışı pekiştiren uyarıcıdır. Olumsuz pekiştireç: Olumsuz uyarıcıdan kurtaran pekiştireç Örneğin başımız ağrıdığında ilaç alırsak baş ağrımız geçerse başımız ağrıdığında tekrar ilaç alma ihtimalimiz artar. Olumsuz pekiştirme: Eğer yapılan davranıştan sonra ortamdan bizim için sevimsiz hoş olmayan bir uyarıcı çıkıyorsa o davranışı tekrarlama olasılığımız artar. Olumsuz pekiştirmede 2 alt özellik a- Kaçma: Olumsuz uyarıcıyla yüzyüze karşılaşıldığında olan normal kaçmadır. b- Kaçınma: Olumsuz uyarıcıyla karşılaşacağınız farkedilirse ondan kaçırma önlem alma CEZA Ceza istenmeyen davranışların baskı altında tutulmasına ve tamamen ortadan kaldırılmasına çalışır. Cezalar olumsuz davranışları tamamen ortadan kaldırmaz. Sadece bir süre gösterilmemesine neden olur. 2 tür ceza vardır. 1- I. Tip Ceza: Davranıştan sonra istenmeyen yada hoş olmayan bir durumla karşılaşırız.Yani ortama olumsuz bir uyarıcı girer. Trafik kazası dayak 2- II: Tip Ceza: Davranıştan sonra iyi zevk veren bir durumun yada ödülün ortamdan çekilmesiyle uygulanır. Sevgi esirgemesi hapse girmesi ile kişinin özgürlüğünün elinden alınması NOT: Ceza bizim yorumumuza göre I. Tip veya II. Tip ceza olma niteliği kazanır. Ceza Verilmesi Gerekiyorsa: 1- Ceza geciktirilmemelidir. Ceza istenmeyen davranışın hemen ardından verilmelidir. Örneğin hafta içinde yapılan hatalar toplanarak hafta sonunda ceza işlemine geçilmemelidir. 2- Cezada kişinin tüm kişiliği değil ceza konusu olan davranış odak noktası olmalıdır. 3- Ceza vermeye karar verince ceza konusu üzerinde tartışılmamalıdır. Cezadan önce bir ikaz yerinde olur. 4- Ceza işlenen suçla doğru orantılı olmalıdır. Cezanın suça uygun olması gerekir. 5- Cezayı çok sık vermemek gerekir. Cezanın Olumsuz Özellikleri 1- Ceza kişilerde kaygı nefret kin ve saldırganlık gibi davranışların oluşmasına neden olabilir. 2- Ceza sık uygulanırsa kişi arsız olur. 3- Cezayı veren yaptığı işin iyi sonuçlar verdiği sanısına kapılırsa kendisini devamlı bir ceza verme girdabına kaptırılabilir. 4- Ceza gören kişi problemlerin cezayla çözüleceğini sanıp ceza verici model olarak albilir. 5- Kişi cezasını çektikten sonra suçumun bedelini ödedim başka düzeltilecek bir şey yok diye düşünebilir.
KLASİK ŞARTLANMAYLA EDİMSEL ÖĞRENME ARASINDAKİ FARKLAR
1- Uyarıcının Türü Klasik koşullanmada uyarıcı bir ışk bir ses gibi belirli bir olaydır. Edimsel öğrenmede ise uyarıcı uzun süreli ve birçok öğesi olan bir durumdur. 2- Öğrenilen Davranımın Türü Klasik koşullanmada davranım tıpkı uyarıcı gibi bellidir. Edimsel öğrenmede ise davranım uyarıcı türüne göre rastlantısaldır. 3- Davranımın Pekiştirmeyle Olan İlişkisi Klasik koşullanmada pekiştirme davranımdan bağımsızdır. Edimsel öğrenmede ise pekiştirme davranıma bağlıdır. Denek doğru davranışı yaparsa pekiştirilir.
PEKİŞTİRME TARİFELERİ
1- Davranış Sayısına Bağlı Olanlar a- Sabit Oranlı: Burada davranışın pekiştirilmesi için yapılan davranışın sayısı önemlidir. b- Değişken Oranlı: Burada pekiştirilmenin olması için ne kadar sayıda davranım yapılacağı belli değillidir. Kumar milli piyango. Bunlar sönmeye karşı en dirençli olan pekiştirmelerdir. 2- Geçen Zamana Bağlı Olan a- Sabit Zamanlı: Burada pekiştirilmenin olması için belli bir zamanın geçmesi gerekir. Her ay başında maaş alınması b- Değişken Zamanlı: Burada ne zaman pekiştirileceği belli değil.
KADEMELİ OLARAK ÖĞRENME
Hedef olarak kazandırmak istediğimiz davranışlara ulaşmak için önce bu davranışlara benzeyen ve yaklaşan davranışların pekiştirilmesi ve bu işleme hedef davranışa ulaşana dek devam edilmesine denir.
SÖNME Pekiştirilmeyen bir davranış zamanla yapılmasının azlmasına veya yapılmamasına sönme denir. Ama sönmeye uğramış davranış tekrar ortaya çıkmaz diye kesin bir hüküm yoktur. Değiken oranlı ve değişen zamanlı pekiştirmeler davranışın sönmesine karşı en dirençli olanlardır.
GESTALT TİPİ ÖĞRENME
Psikolojik gerçek. Herkesin psikolojik gerçeği farklı Gestalt anlamlı bütün Gestalt tipi öğrenmede bazı şeyler öğreniliyor eğer anlamlı tam bütün basit hale getirmediğimizde bir boşluk olur. Bu boşluk rahatsızlık yaratır. Bu tamamlanınca Gestalt öğrenme olur. Beynimizin tamamlama özelliği var. Herşeyi basit tam ve anlamlı hale getirmekteyiz. Prognans İlkesi Gestalt algı ile ilgili Değişmezlik (Büyüklük parlaklık şekil) şekil zemin eğilimlerimiz var. Gestalt tipi öğrenme gerçekleştiğinde kavrama ile olur. Kalıcı olur. (çünkü biz tamamlıyoruz) Böyle bir öğrenme tam ve ani olur. Aha buldum! Kolaylıkla genellenebiliyor. Hoca anlattıklarını eksik bırakırsa öğrenci bir eksiklik hisseder. Tamamlamak için düşünür araştırır. Yaşam alanı Psikolojik gerçeklik: Tek ve biriciktir. İnsandan insana değişir. Fiziksel gerçeklik: Biz olayı yaşarken bir ortamda yaşıyoruz. Bu olayın geçtiği yer hava bir coğrafi gerçekliktir. Öte yandan böyle bir gerçeklik içinde bulunanların psikolojik gerçekleri farklı farklıdır.
ÖĞRENMENİN FİZYOLOJİK TEMELLERİ
Öğrenme beynimizde fizyolojik farklılıklar yaratıyor. Donald Hebb: Öğrenme kesinlikle fizyolojik değişiklere yol açar. Beyin basit değil karmaşık bir organdır sistemdir. İlk yaşantılar çok önemli diyor. Hücre birlikleri ve anlama alanları yada bağlantı kurma alanları bu 2 kavramla öğrenmeyi açıklıyor. Bazı kavramlar hücre grupları oluşturur Hücre gruplarının sayısı artabilir. Bağlantı alanı var. Hebb’e göre öğrenme bizim bağlantı gücümüzü arttırır. Bilişsel öğrenme ile ilgili öğrenmenin fizyolojik ve bilişsel boyutlarını vurgulayan ilk kişi | |
|