| ...Forum PayLasım... |
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

| ...Forum PayLasım... |

SanaL aLemin SessizLiğinde Ses Getiren Forum:)
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bağlanma,Ayrılma Anksiyetesi,Okul Reddi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
YaReN
Administratör
Administratör
YaReN


Terazi Yılan
Mesaj Sayısı : 1139

Rep Gücü : 2171
Tecrübe Puanı : 3
Kayıt tarihi : 22/06/09
Doğum tarihi : 08/10/89
Yaş : 35
Nerden : istanbul\kadıköy
İş/Hobiler : öğrenci\hukuk
Lakap : ...

Bağlanma,Ayrılma Anksiyetesi,Okul Reddi Empty
MesajKonu: Bağlanma,Ayrılma Anksiyetesi,Okul Reddi   Bağlanma,Ayrılma Anksiyetesi,Okul Reddi Icon_minitimeC.tesi Tem. 18, 2009 7:23 pm

Bağlanma; Çocuk ile dışarıdan ihtiyacını gideren veya ilgi gösteren
kişi arasındaki duygusal yakınlıktır. Bu kişi, çocuğun bakımından
sorumludur ve bebek duygusal enerjisini ona yönlendirir.

Bağlanma, yaşamın birinci yılında oluşur ve anne ile olan "doyum
ve zevkin olduğu, sıcak, yakın ve devamlı ilişki" oluştuğu zaman
gerçekleşir.

Bebekteki bağlanma aşağıdaki evrelerde gelişir:

Birinci dönemde (doğum-8 hafta); Bebek daha çok açken ağlamasına
rağmen, anne bunun acı, çaresizlik veya kızgınlıktan doğan sıkıntıyı
temsil ettiğine dair ağlama uyaranı olarak geneller. Bağlanmayı
kuvvetlendiren diğer belirtiler: gülme, bebeğin çıkardığı sesler ve
bakmadır. Gelişen çocuk, anne veya bakım verene bağlandığı anda; anne
uzaklaştığında ağlayacaktır. Ayrılmanın anlamı; çocuğun gelişim
seviyesine ve mevcut olan bağlanmanın evresine bağlıdır.

İkinci fazda (bağlanmanın oluşum evresi) (8 -10 haftadan 6 aya kadar):
Çocuk, çevresindeki bir veya birden fazla kişiye bağlanır. Özel
şahıstan ayrılma, ihtiyaçları karşılandığı sürece sorun çıkarmaz.

Sonraki evre (Belirgin bağlanma) (6 ay - Yetişkinliğe kadar): Bakıcı
veya anne ayrıldığında ağlar ve diğer sıkıntı belirtileri gösterir (Bu
bazı çocuklarda üçüncü ayda başlar). Anneye verildiğinde çocuk ağlamayı
keser ve sıkı sıkı yapışır, sanki annesinin döndüğü konusunda fazla bir
güvence elde etmek istermiş gibidir. Bazen ayrıldıktan sonra anneyi
görmek ağlamanın durması için yeterli olur. Çocuklar büyüdükçe, onların
annelerinden uzaklaştığı zaman distress'in oluştuğu kritik bir mesafe
vardır.

Hayatın ilk yılında bebeğin psikososyal görevi, güvenmeyi öğrenmektir.
Bebekle annesi arasındaki ilişkiden doğan güven duygusu, insanın
ileride kuracağı kişiler arası ilişkilerin temelini oluşturur.

Birçok araştırma; çocuğun yaşamının ilk iki yılı süresinde yer alan bir
gecelik ayrılığın bile daha sonraki ayrılıklarla birleşerek bir çok
soruna yol açabileceğini göstermiştir.

Anne ayrıldığı zaman çocuğun gösterdiği sıkıntıyı tarif eden "Ayrılık
Anksiyetesi"dir. Ayrılıkta görülebilen sıkıntı, sadece anksiyete
değildir; sevgi objesinin kaybı nedeniyle depresyonda vardır.

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu :

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğunun temel özelliği evden ya da evde
bağlandığı kişiden ayrılmaya bağlı aşırı anksiyetenin olmasıdır. Bu
bozukluğu olan bireyler her evden ya da bağlandıkları kişilerden
ayrıldıklarında yineleyici bir biçimde aşırı sıkıntı ve kaygı yaşarlar.
Bağlandıkları başlıca kişilerden ayrıldıklarında bu kişilerin nerede
olduklarını bilmeye ve onlarla ilişki içinde olmaya (örn.telefon ile
görüşmeleri) gereksinim duyarlar. Eve dönme özlemi içindedirler ve
sürekli yeniden birleşme düşleri kurarlar.

Bağlandıkları kişilerden ayrıldıklarında kendilerinin veya
bağlandıkları kişilerin bir kaza geçirecekleri ya da hastalanacaklarına
ilişkin sürekli ve aşırı bir kaygı yaşarlar. Bu bozukluğu olan çocuklar
sıklıkla kaybolma ve ana babasına bir daha kavuşamama korkusu yaşarlar.
Tek başına evden veya bildik çevreden uzağa bir yere yolculuğa
çıktıklarında huzursuzlanırlar ve tek başlarına bir yere gitmekten
kaçınırlar. Okul ya da kampa katılmaya karşı çıkarlar, arkadaşlarının
evine ziyarete gitmez ya da orada uyumazlar, ufak tefek işler için bile
evden çıkmazlar. Bu çocuklar odada tek başına oturamazlar, "yapışkan"
davranışlar gösterirler, evde anababalarının çevresinde dolaşırlar ya
da onları "bir gölge gibi" izlerler.

Bu bozukluğu olan çocuklar uyku zamanı zorlanırlar ve uyuyana kadar
yanlarında birinin olmasını isterler. Gece boyunca kendi yollarını bir
şekilde anababalarının (ya da kardeşleri gibi, önemli başka bir kişi)
yatağına göre ayarlar; anababanın yatak odasına gitmeleri yasaklanmış
ise, oda kapısının önünde uyuyabilirler: Korkularını yansıtan (örn. bir
yangında, cinayette ya da büyük felakette ailenin zarar görmesi) gece
kabusları görebilirler. Ayrılıkta ya da böyle bir ayrılık beklendiğinde
karın ağrıları, baş ağrıları, bulantı ve kusma gibi bedensel
yakınmaları olur.

Çocuğunuzun

1a. Birşeylerin size zarar vereceği konusunda gerçekdışı endişeleri var mı?

1b. Ayrılıp geri dönmeyeceğiniz konusunda gerçek dışı endişeleri var mı?

2a. Sizi kaybedeceği konusunda gerçek dışı endişeleri var mı?

2b. Kaçırılacağı konusunda gerçek dışı endişeleri var mı?

2c. Öldürüleceği konusunda gerçek dışı endişeleri var mı?

2d. Bir kazaya kurban gideceği tarzında gerçek dışı endişeleri var mı?

3a. Evde sizle kalabilsin diye okula gitmede isteksizlik gösterir mi?

3b. Evde sizle kalabilsin diye okula gitmeyi ret eder mi?

4a. Onun yanında olmaksızın uyumaya gitmede isteksizlik gösterir mi?

4b. Onun yanında olmaksızın uyumaya gitmeyi ret eder mi?

4c. Evde sizinle birlikte kalma isteği sebebiyle ev haricindeki
herhangi bir yerde (arkadaş veya akraba) uyumaya isteksizlik gösterir
mi?

4d. Evde sizinle birlikte kalma isteği sebebiyle ev haricindeki herhangi bir yerde (arkadaş veya akraba) uyumayı ret eder mi?

5a. Sizinle birlikte olma isteği sebebiyle evde yalnız olmaktan kaçınır mı?

5b. Evi çevresinde sizi göremeyince rahatsız olur mu?

6. Sizden ayrılma içerikli tekrarlayan gece kabusları var mı?

7 Okul günlerinde mide ağrısı., baş ağrısı, bulantı veya kusma gibi fiziksel şikayetleri olur mu?

8a. Sizin ikinizin ayrılacağını bildiği zaman (örn. işe gitmek için veya gece çıkmak için) rahatsız olur mu?

8b. Sizin ikinizin ayrılacağı zaman (örn. işe gitmek için veya gece çıkmak için) rahatsız olur mu?

9a. Sizle olmadığı zaman üzüntülü gözükür mü?

9b. Sizle olmadığı zaman, okul ¤¤¤¤lerine konsantre olmakta veya oyun oynamakta zorlandığı gözlenir mi?

Eğer bu sorulardan en az üçüne evet cevabı veriliyorsa Çocukta ayrılma
anksiyetesi olduğundan bahsedebilir. Özellikle 9. madde tek başına
Ayrılma Anksiyetesini yansıtır.

Okula başlama çocuk için ayrılığın ilkidir. Ayrılma anksiyetesi
bozukluğu sebebiyle okul reddi dahil okula devam etme ile ilişkin
problemler pediatride artan sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Okula devam etme, çocuğun kronik stresle ne kadar iyi başa
çıkabildiğinin göstergesidir. Okul başlangıcında çocukların % 80'i
çeşitli derecelerde okula uyum güçlüğü çekerler. 6-8 yaşlarında oluş,
tek çocuk oluş ve aşırı bağımlı çocuklarda semptomlar daha sıktır.

Okul reddini tarifinde; Çocuk; bir kaç aydan,
bir yıla kadar sürede okulda bulunmamıştır. Devamsızlık belirgindir.
Çoğu zaman aile çocuğu nerede olduğunu bilir. Çocuk, anne ile beraber
veya evin yakınında bir yerdedir. Kaytarmanın sebebini anne-baba ve
öğretmenler anlayamaz. Çocuk; "okula gitmekten korktuğunu",
"öğretmenden korktuğunu" veya "okula niçin gitmek istemediğini
bilmediğini" söyleyebilir. Çocuk evde olduğunda mutlu ve kaygısızdır.
Okulda mutsuzdur, cezalara rağmen ilk fırsatta eve kaçar. Genellikle
ani başlangıçlıdır.

"Bu çocuklar annesine kötü birşey olacağından korkarlar, rahatlama ve
anksiyetesini yatıştırmak amacıyla evlerine kaçarlar" gözlemi daha
sonraları birçok klinik çalışmada gösterilmiştir. Bu gözlemlere
dayanarak; bir çok okul reddinde okul korkusunun, gerçekte evden
ayrılma korkusu olduğu tarzında şekillenmiştir.

Okul Kaçağı ile Okul Reddini ayırmak lazımdır. Okul kaçağı ile Okul Reddi olan çocuklar karşılaştırıldığında:

Okul reddi olan çocukların; artmış emosyonel problemli ailelerden
gelmekte olduğunu, çocukluğunda daha az sıklıkla anne yoksunluğu
yaşadıklarını, pasif, bağımlı ve aşırı korunmuş olduklarını tespit
etti. Bu çocuklar kaytaran çocuklara oranla okulda başarı ve davranış
olarak daha yüksek standart gösteriyorlardı. Bu çocuklarda anksiyete ve
depresif semptomlar da dikkati çekmekteydi.

Okul kaçağı olan grup; büyük oranda disiplin yoksunu olan ailelerden
gelmekte, bebekliğinde anne yoksunluğu daha fazla yaşamış ve geç
çocuklukta anne-baba yoksunluğu daha fazla yaşamış çocuklardı. Bu
çocukların okul değişiklikleri daha sık ve başarıları daha düşüktü.
Okuldan kaçma, antisosyal davranımın bir görünümüydü.

Okul fobisinde iki ana eğilim karşılıklı rol oynar;

1.Okul ile ilişkili kaçınma davranışları

2. Rahat ve güvenliği sağlayacak durumları aktif arama.

Aşağıdaki şekillerde gözlenebilmektedir;

1. Okul gitme öncesi anlaşılmaz şikayetler veya okula gitmede
isteksizlik, yalvarma, kapışma ve cezalandırmaya rağmen okula gitmeyi
ret etme.

2. Okula gitmek için evden ayrılma vakti geldiğinde, aşırı anksiyetenin
ve panik bulgularının gözlenmesi. Çocuk sıklıkla okulda tutulamaz veya
yarı yolda geri döner. Anne-baba çocuğu okula götürdüğü zaman, ayrılık
anı dramatik bir tabloyu andırır.

3. Erkek ve kız çocuklar eşit oranda etkilenir. Buna karşın prepubertal separasyon semptomları kızlarda daha sık gözlenir.

4. Bu çocuklarda okula devam etmek için ortalama zeka seviyesi (IQ)
kontrol gruplarıyla eşit veya beklenenden daha iyi olması ile
karekterizedir.

5. Orta seviyeli ailelerde daha yaygındır.

6. Bu çocukların annelerinin 1/5'i bir psikiyatrik bozukluğa sahiptir. Anksiyöz veya depresif niteliktedir.

7. Küçük çocuklarda akut başlangıçlı oluşur. Fakat daha büyük çocuk ve
adolesanslarda sıklıkla daha sinsi başlangıçlıdır. Ayrılma anksiyete
bozukluğu, preadolesan çocuklarda en sık oluşur.

8. Tetikleyici faktörler şunlar olabilir; kaza, hastalık veya ameliyat
geçirme, kamp veya okul için ilk kez evden ayrılma, okul arkadaşının
gidişi veya kaybı, çocuğun bağlı olduğu akrabaların hastalığı veya
ölümüdür. Bu olaylar çocukta tehdit oluşturur ve anksiyete açığa
çıkarır.

9. Adölesanslarda ve yaşı büyük çocuklarda başlangıç daha tedrici
olabilir. Ev dışındaki arkadaş grup aktivitelerine katılımında
azalmayla birliktedir. Çocuk annesine yapışıp ve onu kontrol etmeye
çalışabilir, direngen ve münakaşacı bir yapı alabilir. Bu yaş grubu
yakın muayenede edildiğinde, depresif semptomlar, diğer davranış
problemleri veya nadiren bir psikotik hastalık gösterebilir.

10. Semptomlar; iştahsızlık, bulantı, kusma, bayılma, başağrısı, karın
ağrısı, anlaşılmaz halsizlik, diare, vücut ağrıları ve taşikardi gibi
somatik şikayetlerle maskelenebilir. Şikayetler okul öncesi veya okulda
başlayabilir. Fakat eve gelmesini takiben semptomlar çabukca iyileşir.
Okul reddi uzun süreli evde devamlı bakım gören kanserli çocuklarda da
bildirilmiştir.

Okul korkusu çoğunlukla sinirli bir öğretmen, sınavda başarısızlık
korkusu, kabadayı bir arkadaştan korku gibi yüzeydeki bir nedenle
açıklanır. Bunlar bazen gerçekte doğrudur. Ancak genelde okul korkusu
olarak yanlış adlandırılan bu korkunun kökeninde, duygusal ilişki
kurduğu kimselerin veya kendisinin başına birşey gelmesinde ve böylece
kendisi için çok önemli bu kişiden ayrılma korkusu vardır. Korku
duygusu gerçekte bir ayrılma anksiyetesidir. Okul çocuğu veya ergen
normalde 24 aylık bebeklerin korkusunu yaşamaktadır

Okula gitmede reddin olmadığı ciddi seperasyon anksiyetesi oluşabilir
ve separasyon anksiyetesi veya anksiyete ve/veya depresyon kanıtı
olmaksızında okul fobisi oluşabilmektedir.

Ayrılma anksiyetesi bozukluğu nadir değildir; çocukların ve genç
ergenlerin ortalama %4'ünde bu bozukluğa rastlanmaktadır. 10-11
yaşlarında sonra oran düşer Ayrılma anksiyetesi semptomları, kız
çocuklarında erkek çocuklarına oranla daha sık gözlenir. Erkek ve kız
çocukları eşit olarak etkilenir. Bu durum en sık erken çocukluk
yıllarında gözlemlenir. Zeka ve eğitim başarısı ile ilişkili değildir.
Tek çocuk olma veya kardeşleri olması arasında fark yoktur.

Gelişimi üç periyotta izlenir.

Seperasyon anksiyetesinin en yaygın formu olan; okula başlarken ve hemen sonrası

Okul değişimi ile ilişkin olan 11 yaşı

14 yaş ve sonrası; semptomlar tip ve şiddet olarak farklılaşmaya
başlar, ve depresyon gibi daha ciddi psikiyatrik bozukluklarla
ilişkilidir.

Başlangıcı :

Ayrılma anksiyetesi bozukluğu bazı yaşam zorluklarından sonra (örn.bir
yakınının ya da evcil hayvanın ölümünden sonra, bir çocuğun ya da
akrabanın hastalığı sırasında ya da okul değiştirme, yeni komşuların
olduğu bir yere taşınma ya da göç ile) gelişebilir. Başlangıcı okul
öncesi yaşlardan da önce olacak kadar erkendir ya da 18 yaş öncesi
herhangi bir yaşta başlar, bazen ergenlik dönemine kadar sarkabilir.
Tipik olarak alevlenme ve iyileşmelerle seyreder. Olası ayrılıklara
karşı anksiyete ve ayrılığı içeren durumlardan kaçınma davranışları ile
birlikte yıllarca sürebilir.

Okul reddini etkileyen faktörler şunlardır:

(1) Bebeklik sırasında geceleri bebek bakıcısı kullanımı

(2) Çocuk eve gelişinde annenin evde olmayışı

(3) Very little father-with-child playing,

(4) Evdeki vazifelere babanı katılmaması

(5) Ele ilgili görevlere çocuğun katılımının olmaması

(6) Erken çocuklukta arkadaş yokluğu

(7) Komşularıyla ailenin nadir temas içinde olması

Ailesel Özellikler:

Okul devamsızlığı ile anlamlı derecede ilişkin aile karakteristiklerini şöyle belirlenmiştir:
- Genellikle anne-babada nörotizm,
- Evlilik uyuşmazlığının olduğu unstable aile ilişkileri,
- Anne-babanın çocuktan yüksek akademik performans beklentisi ve bir boyutuyla yoksulluk mevcuttur.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bağlanma,Ayrılma Anksiyetesi,Okul Reddi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| ...Forum PayLasım... | :: Hanımefendiler ve Beyfendiler :: Anne, Çocuk ve Bebek-
Buraya geçin: